Anket Yanıtlamayana Ceza

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) istatistiklerin büyük bölümünü bireylere ve kurumlara yaptığı anketler sonucunda belirliyor. Burda bir problem yok, zaten tüm dünyada bu böyle yapılıyor. Ancak artık TÜİK'in anketlerine cevap vermeyi reddedenlere paza cezası verilecekmiş.

Böyle salak şey olur mu yahu. Ne biçim uygulama bu böyle. Belki ben işsizim ve adam gelip bana iş durumumu sorduğunda yanıtlamak istemiyorum, belki benim gururum kırılıyor çoluğumun çocuğumun önünde. Herşeyden öte keyfi olarak yanıtlamak istemiyor olabilirim. Size ne ki!!!

Anayasa mahkemesi de 3 yıl önce iptal ettiği uygulamaya bu sefer kabul etmiş, onlara da bravo. Bana ceza kesen olursa AİHM'ye kadar giderim. Ya da daha iyisi anketöre sallamasyon cevaplar vermek. Bunun da cezasını belirlediler mi acep? :)

Fenerbahçe'm

Artık dayanamıyorum Fenerbahçe'ye yapılan bu haksızlıklara, bi yerde birşeyler yazmazsam öfkemi, çaresizliğimi nasıl boşaltırım bilemiyorum. Dün akşam Ali Koç'un konuşmasını izlerken boğazımda birşeyler düğümlendi, onun gözleri dolarken benim de gözlerim doldu. Futbolculardan bahsederken 2 defa yutkundu.

Son dönemde yaşananlarla ilgili tutarlı hiçbir şey göremiyorum. UEFA, TFF'ye bir mektup göndermiş ve TFF buna karşılık Fenerbahçe'yi CL'den men etmiş. Mektupta ne yazıyor bilen yok. Papazın Çayırı'nda şu yazılanlara bir göz atın derim. Fenerbahçe'nin yerine aynı soruşturmada yer alan Trabzon'un alınmasına diyecek bir söz bulamıyorum bile.

Herkes Fenerbahçe'den nefret ediyor, bunu zaten biliyorduk da kimsenin bu kadar manyakça nefret ettiğini hiç tahmin etmemiştim doğrusu. Ama gönülden istiyorum ki Fenerbahçe bu ligden çekilsin, havuzdan çıksın o zaman görecekler ebelerinin bi tarafını. Bakalım digiturk ne kadar verecek Fenerbahçesiz bir lige. Bursaspor hariç tüm takımlar ellerinden geldiğince çabaladı Fenerbahçe'yi yerden yere vurmak için. Düşenin dostu harbiden olmazmış, ama biz Fenerbahçeliler zaten istemiyoruz böyle dost. Biz Fenerbahçe 4. Amatör kümeye düşse gider formamızı alırız, kombine biletimizle maçımıza gideriz. 

Artık bu haksızlığa tahammülüm kalmadı. Artık milli takımı da desteklemiyorum, Avrupa'da oynayan Türk takımlarını da. Artık sadece ve hep FENERBAHÇE. 

Owling Nedir?

Radikal'in haberinde gördüm bu owling meselesini. Planking'den sonra şimdi millet owling'e merak sarmış, buldukları yere tünüyolarmış. Ne diyim allah akıl fikir versin bu millete, özellikle de Amerikan gençliğine.

O değilde yakında shitting akımı falan başlarsa o zaman sıçtık işte :)

PayPal nedir?

Milliyette yazan Metin Münir diye biri var, son yazısında Facebook'a değinmiş, şöyle demiş:

Facebook arkadaşım olmak için davet yollayanlara bir mesajım var: Davetinizi kabul etmedim çünkü facebook’la uğraşmak istemiyorum.

Twitter, Linked-in, YouTube, PayPal ve buna benzer şeylerle de ilgilenmiyorum. Skype’da işim yok. Zaten iş dolayısıyla günümün büyük bir bölümü bilgisayarın önünde geçiyor. Geriye kalan zamanı bilgisayarın önünde değil onunla arama mümkün olduğu kadar çok mesafe sokarak, prize sokulu veya pille çalışan şeylerden uzakta yaşamak istiyorum.

Gününün büyük bölümünü bilgisayar başında boşuna geçirmiş Metin Bey, bi googledan baksaydın bari PayPal ne diye. Muhtemelen için Pal, kelimesi geçince onu da bir sosyal iletişim sitesi sanmış. PayPal bir online ödeme sistemidir.

Hangi Grafik?

Hürriyet'te Windows XP'ye ilişkin bir haber gördüm az önce. Haberin bir yerinde diyor ki:

Ancak Microsoft'un geliştirme döngüsünü 3 yıla düşürmeliyse herhangi bir Windows'un XP'nin gücünü yakalaması imkansız gibi görünüyor. Yukarıda gördüğünüz grafiğe göre ise Net Applications, 2012'nin üçüncü çeyreğinde Windows 7'nin XP'yi geçeceğini tahmin ediyor. Bu tarihin ardından Windows 7'nin kullanım oranı, Windows 8'e yükseltmek isteyen kullanıcıların artmasıyla düşecek.

Haberi açarsanız yukarda ya da aşağıda bir grafik olmadığını görürsünüz. İşte bizimkilerin gazetecilik anlayışı bu kadar. Başka bir kaynaktan haberi bul, Türkçeye çevir sonra da kaynak göstermeden yayınla, hatta doğru dürüst kontrol etmeden yayınla. Bravo.

Pişman Değilim

Kenan Evren 12 Eylül Darbesi için pişman değilmiş, yine olsa yine yaparım demiş:

Evren: Hiç pişman değilim. Bugün olsa aynı şeyi yine yaparım. 12 Eylül 1980 öncesi ülkenin durumu şu an gözümün önüne geldiğinde tüylerim ürperiyor. Yetkim olsa, bugün aynı olaylar olsa yine yaparım. 

Biz de cevap verelim: İyi halt edersin.

Güngör Uras'ın Ekonomi Bilgisi

Güngör Uras'ın 9 Şubat 2011 tarihli yazısını okuyunca bir daha anladım ki, bu adam ekonomi'den zerre kadar anlamıyor. Sanırım onu okuyanlar da anlamıyor olacaklar ki, medya tarafında oldukça seviliyor.

Az sonra yazısında nasıl saçmaladığına değineceğim ancak öncelikle sürekli takip ettiğim ve bu yazıya ilham kaynağı olan Muhtesip'e teşekkürü bir borç bilirim.

Gelelim Sn. Uras'ın yazısına, kendisi şöyle buyurmuş:

2008 yılı aralık ayında sanayi üretimi yüzde -17.4 gerilemişti. 2009 aralık ayında sanayi üretimi yüzde 23.9 artış gösterdi. Bir yıl önceki gerilemeden sonra sanayinin bu ölçüde büyümesi, gerilemedeki düzeltme idi. Ama 2010 yılı aralık ayında, bir yıl öncenin yüzde 23.9 büyümesinin üzerine yüzde 26.3 büyümenin eklenmesi, sanayide üretim patlamasının göstergesi sayılıyor.

Birincisi, Türkiye'de ondalıklı sayıları yazmak için nokta değil virgül kullanılır; 23.9 değil 23,9 gibi. İkincisi ise sanayi üretimi Aralık ayında iddia edildiği gibi %26,3 değil %16,9 büyüdü. İsteyenler TUİK'ten baksınlar.

Ardından şöyle devam etmiş yazarımız:

- 2009 yılı milli gelir (GSYH) rakamı 1998 yılı sabit fiyatlarıyla 97.1 milyar TL’dir. 

- 2010 yılının ilk 9 aylık milli gelir rakamı toplamı 77.7 milyar TL oldu. 

- 2010 yılının tümüne ait milli gelir rakamı, IV. 3 aylık (Ekim, Kasım, Aralık) büyüme rakamının, 9 aylık milli gelir rakamı olan 77.7 milyar TL’ye eklenmesiyle ortaya çıkacaktır. 

- Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksine göre, 2010 yılının IV. 3 aylık döneminde sanayi üretim artışı ortalaması yüzde 13’tür.

İlki doğru tebrik etmek lazım. İkincisi 77,8 olacak ama hadi yuvarlama yapmayı unutmuştur diyelim olsun bitsin. Üçüncü maddede ise yıllık milli gelirin nasıl hesaplanacağı konusunda bizleri aydınlatmış, saygıyla selamlıyoruz. Buraya kadar her şey yine kabul edilebilir. Ama son maddede bahsedilen %13 ortalama nasıl ortaya çıkmış merak ediyorum. Mevsimsellikten arındırılmış seriler bir önceki döneme kıyasla incelenirler, bu şekilde bakıldığında 2005 yılından bu yana yaşanan en büyük artış 2010 yılı Aralık ayında %5,7 ile gerçekleşmiştir. Sanıyorum ki Güngör Bey mevsimsellikten arındırılmış seriyi geçen yılın aynı dönemine göre analiz(!) etmiş ve %13 rakamına ulaşmış. Gerçi o durumda da yanlış sonuca ulaşmış, çünkü öyle bakıldığında da son çeyrek ortalaması %13,7 oluyor. Ben başka bi açıklama bulamadım, bilen varsa beri gelsin.

Yazının devamında anlıyoruz ki Güngör Uras ekonomiden anlamadığı gibi, matematikten de anlamıyor. Yazacak çok şey var ama gerisini siz okursunuz zaten.